ORGANICKID BLOG

  • Mayıs 26, 2025

    Hayatımızın neşesi dünyaya geldiği andan itibaren her şeyi onun yerine düşünmek, olası sorunları henüz baş göstermeden önce ortadan kaldırmak, 1 hafta sonrasında bile ona ne yedireceğimizi düşünmek gibi şeyleri yapmaya başlarız. İstemsiz bir şeydir, önünü alamazsınız. Ta ki, biri size dur diyene kadar!

    Durun!

    Durun, çünkü yaptığınız doğru değil! Çocuğunuzun kendi başına yetebilecek bir birey haline gelmesi, doğruyu yanlışı, acıyı tatlıyı, sıcağı soğuğu, geceyi gündüzü kısacası hayatı öğrenebilmesi için bazı şeyleri kendi başına yapması gerekiyor. Hata yapmalı, doğruyu fark etmeli, bir sonraki sefer kendi başına deneyimlediği doğru yolu seçmesine izin vermelisiniz.

    O sizin değil, siz O’nu hayata getiren, ne zaman ihtiyacı olursa olsun elinizdeki tüm kaynaklarla yanında olabileceğiniz, koşulsuz ve karşılıksız bir hayranısınız. O istemedikçe ona yardım etmeniz demek, bebeğinizi “hazırcı” bir kişiliğe doğru itmeniz demektir.

    Kendi kendine yemek yemesini öğrenmesi;

    Bebeğiniz 8. Aya geldiğinde artık bu kendi kendine yemek yemeye başlayabilir. Anne – baba yemek yerken, bebeğin de mama sandalyesi ile masanın yanına konulması ve mama sandalyesine az miktarda maması ve kaşığını önüne koyun. Bebekler, çok iyi gözlemci ve taklitçilerdir. Sizi, nasıl çiğnediğinizi, çatal bıçak hareketlerinizi izler ve kaydederler. Bu evre kolay olmayacaktır elbette, kimi zaman mamasını avuçlamak isteyecek, kimi zaman kaşığı sadece mama sandalyesine vurup ses çıkarsa da, bunlara dayanmanız gerekli, sabırlı olun.

    Kendi kendine uyumayı öğrenmesi;

    Bebeğiniz 6. Aydan sonra kendi başına uyuyabilmeli, diyor uzmanlar.  Bunu yapabilmek de zor değil aslında, sadece sabırla aynı şeyleri belli bir müddet yapmayı gerektiriyor. Yani, bebeğinizi uykuya hazırlayan, uyku zamanının geldiğinin sinyalini veren bir rutin oluşturmanız gerekiyor. Örneğin, masal okumak, sarılmak, banyo yaptırmak gibi. Gece beslenmelerinin yerine, bebeğinizin sırtını sıvazlamak, hafif hafif pışpışlamak gibi yöntemleri her gece devam ettirmelisiniz. Burada önemli olan, uykuya dalmadan önce yatağına koymanızdır. Sesini duyabileceğiniz yakınlıkta ama farklı odalarda olmanız çok önemli. Düzenli olarak bebeğinizin yanına gidin, kucağınıza almadan, sallamadan ve yemek yedirmeden sadece sesinizi duyabileceği bir şekilde sakin sakin konuşun, karnını veya poposunu okşayın. Bu ziyaretlerin süresi 2-3 dakikayı geçmemeli. Bu rutine alıştırmak zor gibi gelse de, alışınca çok rahatlayacağınıza emin olabilirsiniz.

    Önemli olan, kendi kendine yetebilen bireyler yetiştirebilmek!

    Mutlu yarınlar!

    Çocuk gelişimi, Ebeveynlik, Bağımsızlık, Hata yapma özgürlüğü, Uyku eğitimi, Doğru ebeveynlik
  • Mayıs 26, 2025

    Bugünkü yazımız hem çocuklara hem büyüklere özel!

    İster yoğun bir hayat telaşı içinde olun ister çocuğunuzun gün içindeki enerjisini düşürmemek için neler yapabileceğinizi düşünün, bu tarif tam size ve sağlığınıza göre.

    Sağlıklı atıştırmalar listemizin ilk sıralarında yer alan Granola Bar lezzetini evinizde yaparak ister kendinizin ister çocuğunuzun günlük hayattaki enerji ihtiyacını sağlıklı bir şekilde karşılayabilirsiniz.

    Tamamen katkısız ve organik bir atıştırmalık olan Granola Bar’ ın içerdiği tahıl, yağlı tohum ve meyveler ile doğal bir enerji alacaksınız. Üstelik içeriğindeki tahıldaki yüksek lif ile diyet yapanlar için uzun süre tok tutması ve açlığı hissettirmeyecek derecede yüksek enerji içermesi nedeniyle de ideal bir enerji deposu özelliğinde.

    Yapay ve işlenmiş şekerden uzak, tatlı krizlerine birebir, çocukların da ihtiyacı olan günlük enerji ihtiyacını sağlıklı bir şekilde karşılamanızı sağlayacak olan Granola Bar tarifi için detaylar ise şöyle;

    Neler gerekli?

    10-15 adet fındık

    5-6 adet ceviz

    1 adet muz

    1 adet elma

    10-15 adet badem

    3/4 çay bardağı ay çekirdeği içi

    1 su bardağı yulaf

    1/4 su bardağı pekmez

    2-3 yemek kaşığı bal

    Peki, nasıl hazırlanıyor?

    Hazırlanışı oldukça kolay.

    Ceviz, badem ve fındığı rondodan geçip bir kâseye alın. Yulaf ve ay çekirdekleri ile birlikte iyice karıştırın.

    Büyükçe bir muzu küçük küçük parçalar halinde doğrayarak bir kaba alın. Elmayı da rendeleyip suyunu sıkarak aynı kaba ilave edin. (Elma suyunu minik yavrunuza içirebilirsiniz, elma suyunun mucizeleri saymakla bitmez.) Bu kaba bir de pekmez ve balı eklemelisiniz.

    Kuru malzemeleri (ceviz, badem, fındık, yulaf ve ay çekirdekleri) ve meyveleri birleştirerek iyice karıştırın. İstediğiniz şekilleri vererek yağlı bir kâğıda yerleştirin. Daha önceden hazırladığınız 150 derecede ısıtılmış fırına atın. Piştikten sonra soğuyunca da afiyetle yiyin. Bizimle de yorumlarınızı paylaşın.

    Afiyet olsun!

    Sağlıklı atıştırmalık, Organik beslenme, Tatlı krizi çözümü, Çocuklar için sağlıklı atıştırmalık,Diyet dostu
  • Mayıs 26, 2025

    Karnınızda minik meleğinizi hissettiğiniz andan itibaren serüven başlıyor. Hem eşler için, hem yakın çevre için yeni bir dünyanın kapıları aralanıyor. Her adımında heyecanın arttığı bu konu, en çok 9 aylık süreyi bebeğiyle birlikte geçiren anne için zor. Özellikle yaz aylarında yaşanan hamileliklerde sıcağın etkisi ile anne adaylarının dikkat etmesi gereken konular artıyor. Bu yazımızda, yaz dönemi hamileliği yaşayan anne adaylarının nelere dikkat etmesi gerektiğini toparladık;

    Sıcakla baş etmek;

    Yaz aylarının en büyük sıkıntısı olan sıcak, herkes kadar gebeler için de ciddi riskler taşıyor. Uzun süre güneş altında kalmamak ya da sıcak havalarda uzun süre ayakta kalmamak çok önemli. Vücut ısısının yükselmesine engel olabilmek için baş ve boyun bölgesi sıklıkla ıslatılmalıdır. Her ne kadar D vitamini önemli olsa da 11:00 – 16:00 saatleri arasında dışarıda olmamaya özen göstermelisiniz. Dışarıda iseniz, gölgede ve serinde olmaya dikkat etmelisiniz.

    Uyku sorunlarını çözmek;

    Sıcaktan dolayı, anne adayları da herkes gibi uyku problemi yaşayabilirler. Fakat gebelerin dikkat etmesi gereken konu, rahat uyuyabilmek için yatmadan en az 3 saat önce yemek yemeye son vermektir. Uyku sorunlarının haricinde birçok probleme yol açabilecek kahve ve kola benzeri içeceklerden uzak olmanız da önemli.

    Hijyen;

    Özellikle yüzme sporu, anne adayları için çok rahatlatıcı ve sıcaklara birebir. Fakat bir kadın gebeliğinde, hijyen açısından daha büyük risk altında olduğundan, serinlemek için havuz yerine denizi tercih etmelidir. Denizde ise, suya dalmadan, boy hizasını geçmeyecek şekilde yüzmek anne adayının sağlığı açısından büyük önem taşımakta. Anne adaylarının yalnız yüzmemesi de dikkat edilecek ayrı bir nokta, denizde oluşabilecek kramp gibi sağlık sorunları açısından yalnız olmamakta fayda var. Islak mayo ile durmamaya önem vermelisiniz.

    Su ve beslenme;

    Su, her canlı gibi gebeler için de yazın elden düşmemesi gereken tek şey! Bol su içerek gebelerin kâbusu olan kabızlık, idrar yolu enfeksiyonundan tutun düşük riskine kadar birçok konuyu önlemiş olursunuz. Meyve ve sebze yemeklerine ağırlık verilmeli, az yağlı yemekler tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra et, süt ve yoğurt gibi protein alımlarını da ihmal etmemek gerekir. Baharatlı besinlerden uzak durulmalıdır.

    Hamilelik, Anne adayı, Yaz hamileliği, Yaz ayları, Düşük riski, Yalnız yüzmemek, Yüzme, Bol su içmek
  • Mayıs 26, 2025

    Ülkemiz o kadar güzel ki, her yanında ayrı bir mevsim yaşanıyor, üstelik aynı anda. Ama bebekler için fark etmiyor, her an pişik ya da isilik olabiliyorlar. Bazen sıcaktan, bazen pamuk içermeyen kıyafetlerden, bazen de kullandığımız bebek bezlerinden kaynaklanan pişiklerle bebeğimiz sıkıntılı bir yaz geçirebiliyor.

    Bebeğinizin pişik sorununu çözmek kadar pişik olmasını önlemek de en az tedavi evresi kadar önemlidir. Bebek bezinin tahriş edebileceği, sonrasında isilik ile daha da sıkıntılı bir süreç yaşatacağı bölgelere bebek pudraları sürebilirsiniz. Organik pamuktan yapılmış giysilerle bebeğinizin cildinin hava almasına yardımcı olmak da mümkün.

    Ancak ne yaparsanız yapın geçmeyen bir isilik sorunu ile karşı karşıya iseniz size harika bir haberimiz var ki, çözümsüz değilsiniz.

    Deniz suyu tam bir mucize.

    Sıcak havalardan korumak için bin bir türlü önlem aldığınız, gözünüzden sakındığınız, gece uyurken bile ufak esintilerle yellediğiniz bebeğiniz pişik ya da isilik olursa çaresi denizde! Deniz suyunun temiz olması kaydıyla içeriğindeki tuz, vücuttaki isilik ve pişiğin panzehiridir. Bebeğinizi kucağınızda kontrollü bir şekilde deniz suyuyla temas etmesini sağladığınızda, bu sıkıntılı konuya çözüm bulmuş ve bebeğinizi doğal yoldan tedavi etmiş olursunuz. Pişik ve isilik sıkıntısı olan çocukların uyku problemi başta olmak üzere anneleriyle birlikte yaşadığı birçok konuya da çözüm üretmiş olursunuz.

    Sıcak havalarda bebeğinizi klimalardan koruyun!

    Yaz sıcağının en yüksek değerlere ulaştığı Temmuz Ağustos aylarında bebeğinizi sıcaktan korumak isterken ona bilmeden kötülük ediyor da olabilirsiniz. Uzmanlar, klimaların ortalama 25-26 derecede tutulması gerektiğini, özellikle nem alma özelliğinin aktif kullanılması gerektiğini belirtiyor. Nemden arındırılan bir odada ısı değeri 26-27 derece olsa dahi bebeğinizin isilik ya da pişik olmayacağı konusunda hemfikir olan uzmanlar, “çok sıcak, bunaldım” deyip kendi vücut değerine göre klimanın ayarlamasını değiştiren anne babalar nedeniyle bebeğinizi hasta edebileceğiniz konusunda uyarıyor.

    Pişik ve isilik, en çok baş bölgesinde ve vücut kıvrımlarında görüldüğü için, bebeğinizin beslenmesine de dikkat etmenizde fayda var. Kilolu bebeklerde daha çok kıvrım (boğum) oluşacağı için isilik problemini daha derin yaşayabilirler. Bu nedenle sık banyo ve banyo sonrası bu bölgelere nemlendirici tarzı (zeytinyağı, bebek yağları, bebek losyonları gibi) ürünler sürmeniz faydalı olacaktır.

    Bebek cildi, Bebek pudrası, Nemlendirici ürünler, Cilt tahrişi, Uyku problemi, Vücut kıvrımları
  • Mayıs 21, 2025

    Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz andan itibaren dünyadaki en güzel hayatı yaşaması için gece gündüz plan yaparsınız. Ne yesin, ne içsin, hangi okula gitsin, nasıl birisiyle evlensin… sorular uzar gider. Anne baba olmanın heyecanıyla her şeyin en güzelini istersiniz, haklı olarak.

    “Zekâ gelişimini nasıl desteklerim, ne yaparsam beyin gelişiminde etkili olur” sorusu da listemizin başında gelen sorulardan. Bugünkü yazımızda, bu sorularınıza yanıt bulmaya çalışacağız.

    Bebeğinizi kucağınıza aldığınız andan itibaren yenidoğan evresi dediğimiz ilk 28 gün çok önemli bir evredir. Bu dönemde annelerin yediği şeyler de çok önemlidir, çünkü zekâ gelişimini etkileyen faktörlerden biri de anne sütüdür. (Bilim adamları, anne sütünün içeriğinin zenginliğinden mi yoksa annenin soyağacından mı etkilendiğini tam olarak kesinleştirememiş).

    Bir diğer konu, ebeveynler olarak bebeğin sürekli olarak sakin bir ses tonuyla uyarılması ve gözlerinin içine bakarak konuşulmasıdır. Bebeğin ilk 2 ay 25-30 cm’ den daha uzağı göremediğini unutmadan, yakın ve tensel bir temas ile sakin ve ritmik şarkılar söylemek bebeğinizin beyin gelişiminde oldukça önemli.

    Uzmanlar, bebeğin zekâ gelişiminde en etkili yollardan birinin kitap olduğunu söylüyor. 4. Aydan itibaren ona kitap okumaya başlayabilirsiniz. Dokunmasına izin verin, kitabın dokusunu hissetmesi, onu zihninde canlandırmaya başlaması için de önemli. Pedagoglar 4 aydan itibaren bebeğin en değerli oyuncağının kitap olması gerektiği görüşünde.

    Yaratıcılığı güçlendiren, etkileşime izin veren oyunlar da beyni geliştiriyor, kitapların yanı sıra çeşitli sesler çıkaran çıngıraklar, görsel konsantrasyonu ve koordinasyonu artıran oyuncaklar, puzzle’lar, üst üste konarak tamamlanan renkli ve şekilli oyuncakları bebeğinizle bu aydan itibaren tanıştırabilirsiniz.

    İlk yaşında bebeğinizle yemek yemenin, uyutmanın, temizliğinin haricinde günde minimum 2 saat zaman geçirmeniz beyin gelişimi için çok önemlidir. Televizyon, bilgisayar gibi tek yönlü bir uyarım yönteminin bebeğin hayatında asla olmaması gerekir. Bu hem zekâ gelişimini hem de konsantrasyonunu (dikkatini toplayabilmesini) olumsuz etkiler.

    Odasını çok fazla oyuncakla doldurmamanız, bir diğer nokta. Dikkatini dağıtan bir odada, konsantrasyonunu negatif yönde etkiler.

    İlk yılın sonunda, maksimum 6 ayda bir, birlikte geçirdiğiniz zamanları fotoğrafladığınız bir albüm yapabilirsiniz. Her fotoğrafın üzerinde durup tek tek hatırlatarak, keyifle ve mutlulukla bu anıları hatırlamasına yardımcı olabilirsiniz.

    İlk temeli sağlam attığınızda üzerine eklediğiniz şeylerin yıkılması imkânsızlaşır.

    Bebeğinizle mutlu bir hayat dileriz.

    Zekâ gelişimi, Bebeklerde beyin gelişimi, Yenidoğan gelişimi, Anne-bebek etkileşimi, Bebeklerde yaratıcı gelişim
  • Mayıs 21, 2025

    Hayat telaşı gün içinde o kadar vaktimizi alıyor ki, çocuklarımızla kaliteli vakit geçirmek bazı günler neredeyse imkânsızlaşıyor. Bu koşturmaca arasında çocuklarımızın bazı davranışlarını tam anlamıyla gözlemleyemeyebilir ve edindiğimiz birkaç gözlemle yanlış sonuçlara varabiliriz.

    Son yıllarda Türkiye’ de en çok görülen davranış bozukluklarından biri hiperaktivite ve dikkat eksikliğidir. Disipline olmamış çocuk ile hiperaktif çocuğun birbirinden ayrılması çok önemlidir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu yaşayan bir çocuk her ortamda bu sorununu ortaya koyacaktır. Oysa buna karşılık disipline edilmemiş çocuklar, farklı ortamlarda farklı reaksiyonlar vererek koşulları kendi lehinde kullanmak isteyecektir.

    Hiperaktivite ve dikkat eksikliği olan çocuklarda özellikle okul öncesinde (0-5 yaş arasındaki çocuklar) genelde; uyku bozukluğu, yemek yeme veya yemek yedirme sorunu, tuvalet eğitiminde karşılaşılan sorunlar ve buna bağlı olarak uykuda ya da uyanıkken alt ıslatma sorunları, kabızlık, söz dinlememe ya da ev içi kurallara uymama gibi sorunlar sıklıkla karşılaşılan sorunlardır.

    Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin temelde 3 farklı şekli bulunur;

    İlkinde, dikkatlerini toplamakta zorlanırlar, başladıkları herhangi bir işi bitirmek onlar için oldukça zor bir hal alabilir, sorumluluğunda olan günlük işlerden kaçınırlar. Kendilerine ait eşyalarını sıklıkla kaybederler. Yapacağı işleri unutabilirler, yaptıkları işlerde düzensiz ve dağınık olabilirler. Maymun iştahlı olabilir ve sıklıkla bir işten diğerine geçiş yapabilirler. Ders çalışırken plansızdırlar ve söz dinlemek onlar için zordur. Karşısındaki konuşurken dinlemeyip herhangi bir uyaranla sık sık dağılabilirler, dikkatsizliklerinden dolayı sıklıkla hata yapabilirler.

    İkinci profilde, daha çok yerinde duramama hali vardır, devamlı hareket halindedir, yaşının gerektiğinin üzerinde bir hareket sergilerler, evdeki eşyaların üzerinde koşma, bir iş yaparken sık sık başından ayrılma, başka şeylerle ilgilenmeye başlama gibi hallerdedirler. Elleri ayakları sürekli kıpır kıpırdır, ellerinde bir şeylerle oynamaktan hoşlanırlar. Grup içinde yapılacak aktivitelere katılmakta zorlanırlar, hareketli oluşları nedeniyle çevresinden sık sık uyarı alırlar.

    Üçüncüsü ise; daha çok okul çağından önce tespiti yapılamamış çocuklar mevcuttur. Okula başlamasıyla, arkadaşların ve öğretmenin diyalogları sayesinde tespit edilebilir. Okuldaki göreceli başarısızlık ya da öğretmenden sık sık uyarı alma, ders esnasında konsantre olamama, öğrenme güçlüğü gibi konularla tespit edilebilir.

    Bu belirtiler daha da fazlalaştırılabilir, bu konuda ailenin yaklaşımı ve yönlendirmesi çocuk için çok önemlidir. Eğer çocuğunuzda bu ve benzeri davranışlar gözlemliyorsanız bir psikiyatrik muayene yaptırmanızı öneriyoruz.

    Dikkat eksikliği, Çocuklarda davranış bozukluğu, Çocuklarda uyku bozukluğu, Tuvalet eğitimi problemleri, Ebeveyn gözlemi, Ev içi kurallara uyum
  • Mayıs 21, 2025

    Anne – baba olunca “yemeden yedirmek, içmeden içirmek” gerekiyor, her an bir sonraki öğünde “ne yese daha dirençli bir bünyeye sahip olur, daha sağlıklı bir beyin ve beden gelişimi gerçekleşir” gibi sorularla devinip duruyoruz. Buraya kadar sıradışı bir şey yok elbette, ama her şeyde olduğu gibi burada da “azı karar, çoğu zarar” konusu büyük önem derecesine sahip.

    İştahsız olan çocuklarımıza çeşitli yaptırımlar uygulamaya, “yeter ki yesin” mantığı ile küçük pembe yalanlar ve hikâyeler anlatmaya başlıyoruz. Konu burada daha farklı bir hal almaya başlıyor. Uzmanlar bu gibi “gerçekleşmeyecek konular” ile çocuğunuzun inancını kırmaktan ziyade ailecek tam ve dengeli beslenmenin ona örnek teşkil etmesi gerektiği görüşündeler.

    Özellikle annelerin doğru yaklaşımı, çocukların aileye ve insanlara olan inancının gelişiminde büyük önem taşıyor. Israrcı davranmak, yemek yedikten sonra gerçekleşeceğine inandırılan farklı vaatlerde bulunup gerçekleştirmemek gibi konular, çocuğun dünyası için çok daha derin anlamlar taşıyor.

    Baskı ile yemek yediren annelerin çocuklarına sergilediği profil nedeniyle çocukların ileriki yaşlarda diğer insanlarla sosyal iletişim kurmaktan yemek ile ilişkisini çok sağlıksız bir noktaya taşımak istemesine kadar farklılaşabiliyor. Anne ile inatlaşarak ya da yaptırmak istediği şeyler için bir silah olarak kullanması gibi konular, çocuğun kişilik gelişimini de olumsuz etkiliyor.

    Peki, ne yapmalı?

    Evet, siz doğurdunuz, 9 ay sıkıntı çektiniz, canınızdan can kattınız, evet O gözünüzün bebeği! Ama sonuçta o size ait değil, o bir birey. Yemek seçebilir, yemeklerde sizin alışkanlıklarınızdan farklı tat ve görsellik arayabilir, ya da belki tamamen sizin kuruntunuzdur, O aslında normal besleniyordur ama size göre daha çok yemesi gerektiği için “iştahsız” diyorsunuzdur.

    Onların da bir damak tadı olduğunu, hatta bu damak tadının sizinkinden farklı olabileceğini kabullenmeniz ve buna saygı göstermeniz gerekiyor.  Bu algıyı kabullendiğinizde davranışlarınız da şekilleneceği için, çocuğunuzdaki iştahsızlığın psikolojik nedenleri kesin olarak çözülecektir. Bu durumlara rağmen çocuğunuzdaki iştahsızlık devam ediyor ise mutlaka bir uzman görüşüne başvurmalısınız.

    Çocuklarda iştahsızlık, Yemek seçen çocuk, Çocuğun damak tadı, Yemek seçme davranışı, Uzman desteği ile iştahsızlık çözümü,Zorla yemek yedirme
  • Mayıs 21, 2025

    En değerli varlıklarımız şüphesiz çocuklarımızdır. Çocuğumuz için seçtiğimiz  yiyeceklerin  onun sağlığı ile ne kadar doğru orantılı olmasınına dikkat ediyorsak aynı hassasiyeti seçeceğimiz her türlü üründe de göstermek, tüm ayrıntılarını araştırmak, yan etkilerinin  olup olmadığına da dikkat etmemiz  gerekir. Malum yaz geldi ve güneş ışınlarının en yüksek etkiye sahip olduğu döneme girmiş bulunmaktayız. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak ve çocuğumuz için en doğru olana karar vermek durumundayız.

    Uzun zamandır tartışılan bir konu: Çocuklar için güneş kremi kullanmalı mı yoksa kullanmamalı mı?

    Çeşitli içeriklere sahip güneş kremlerini iki başlık altında toplamak mümkün. Fiziksel ve kimyasal koruma sağlayanlar.

    Fiziksel koruma sağlayanlar:

    Fiziksel koruma sağlayanlar, mineralli adı altında tüketiciye sunulan güneş kremleridir.  Sürüldüğünde deri tarafından emilen bu koruyucular cilt üzerinde beyaz bir örtü gibi tabaka oluşturuyor ve bu tabaka da güneş ışınlarını bır ayna gibi geri yansıtıyor. Beyaz bir t-şört giymiş etkisi yapmaktan öteye geçemiyor.

    Kimyasal koruma sağlayanlar:

    Aslında hertürlü koruyucu  son derece komleks kimyasallar barındırır, bu kimyasallar güneşle buluşunca değişime uğrayarak deri tarafından emilir. Yani faydalarından  çok zararları vardır.

    Uzmanlar kimyasal yapısı ağır mineral içeriği az olan güneş  kremlerinin çocukların  cinsel gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri konusunda ellerinde ciddi bulguların olduğunu belirtmekteler. Östrojen hormonu etkisi yapan güneş kremleri,  deri tarafından emlirek vücud dengesini bozabileceği ve bunun da erken  ergenliğe girmeye neden olabileceğine  dikkat çekiyorlar.

    Çocuğunuzu  güneşten koruma yolları:

    • Güneşin en etkil olduğu saatlerde yani 11 ve 16 saatleri arasında çocuğunuzu dışarı çıkarmayın. Şayet zorunluysanız gölgeleri tercih edin.
    • Dışarı çıktığınızda boynunu ensesini ve yüzünü gölgeleyecek şapka kullanın.
    • Denize veya havuza girerken UV filtreli mayoları giydirin.
    • Organik / ekolojik sertifikalı ürünleri tercih edin.
    • Parapen içeren ürünlerden kaçının.
    • Dışarı çıkarken vücudunu açıkta bırakmayacak ince, pamuklu ve açık renk giysiler giydirin.
    • Kimyasal içerikli güneş kremi kullanmak zorunda kaldıysanız düşük faktörlü olanları tercih edin, çünkü faktör sayısı yükseldikçe kimyasal yoğunluğu da artar.
    • Tercih edeceğiniz koruyucuların toz ve sprey olmamasına dikkat edin.

    Çocuklar için güneş kremi, Güneş kremi kullanmalı mı, UV korumalı mayo, Güneşten korunma yolları, Güneşin etkili saatleri
  • Mayıs 21, 2025

    Her insan yavrusu emme refleksi ile doğar. Anne memesinin yanı sıra parmağını hatta yumruk şeklindeki elini emer. Bebeklerin doğasında olan emme dürtüsü, onlar için beslenmeden başka rahatlatıcı ve sakinleştirici bir etkiye sahiptir.

    Emmenin bebeklerde güven ihtiyacını karşıladığını belirten uzmanlar,emzik kullanımında dikkatli olunması gerektiğini belirtiyorlar. Emzik kullanımı konusubda pediatri uzmanlarının net bir görüşü yoktur, artıları eksileri vardır.Emzik kullanımı tamamen sizin vereceğiniz bir karardır.Erken başlanan emzik, bebeğin anne sütünü emmesini engelleyebilir. Bunun yanısıra Amerikan Pediatri Akademisine göre uyku sırasında verilen emziğin Ani Bebek Ölümü Sendromunu önlediği bir gerçek. Anne memesini emmek emzik ya da biberon emmekten farklıdır. Doğduğunun ilk haftalarında emzik verilirse annesinin memesini emmekte sorun yaşayabilir. Uzmanlar, sütünüzün yeterli seviyeye gelene kadar ve emmeyi iyice kavrayana kadar emzik verilmemesini önermektedir.

    Emziğe ne zaman başlayabilirsiniz?:

    Bebeğiniz iki emzirme arası, tok olduğu halde mızmızlık yapıyor ve emme isteği içinde olduğunu hissediyorsanız emzik kullanmaya başlayabilirsiniz. Bu onu rahatlatacak ve emme ihtiyacını karşılayacaktır.

    Doğru Emzik  Seçimi:

    Doğru emzik seçmek önemli bir konudur.Araştırmalar en doğru emziğin yassı, ince, uzun ve eğilip bükülecek kadar yumuşak olanın uygun ulduğunu gösteriyor. Emziği emmeye başladığında, aldığında ağız boşluğuna temas eden yüzeyinin geniş  olması damaktaki oluşacak basıncı enaza indirger. Böylece uzun süreli kullanımların  yan etkilerini azaltabilirsiniz.

    Bebeğinizi Emzik Bağımlısı Olmaktan Nasıl Kurtarabilirsiniz?:

    Anneleri en çok rahatsız  eden konulardan biri de  emziğin bağımlılığa dönüşmesidir. Bazı uygulamalarla bunun önüne geçmek mümkün.

    • Her ağladığında emzik vermeyin, böylelikle emziksiz de sorunlarına dayanabilme ortamı yaratmış olursunuz.
    • İlk aylardan itibaren emzik kullanımını azaltabilir ve bağımlı hale gelmesini önleyebilirsiniz.
    • Emzik üzerinde bazı değişiklikler, şekil bozuklukları yapabilirsiniz, böylece bebeğin eskisi kadar emmekten zevk almasını engelleyebilirsiniz.
    • Emzik kullanma süresi mümkün olduğunca kısaltın. O sürede ilgisini keyif alacağı başka şeylere yöneltin.( şarkı söyleyebilir sevdiği bir yiyeceği verebilirsiniz)
    • Düzenli uyuması ve belli aralıklarla beslenmesi emziğe olan ihtiyacını azaltacaktır.

    Emzik ile ilgili uzman görüşleri, Yenidoğan emzik kullanımı, Doğru emzik nasıl seçilir, Emzik kullanımı, Emzik seçimi
  • Mayıs 21, 2025

    Büyüme ve gelişme çağı olan çocukluk döneminde beslenme çok önemlidir. Bu dönemde mevsimlere göre beslenme sağlıklı yeterli ve dengeli  olursa çocukların ileriki yıllarda vücutlarının daha sağlam ve dayanıklı olmasına olanak sağlar.

    Nelere Dikkat Etmek Gerekir:

    • Yaz aylarında beslenmede dikkat edilecek en önemli hususların başında yeterli su tüketimi gelmektedir. Çocuğunuzun gün boyunca yeterli sıvı ihtiyacını karşıladığından emin olmalısınız. 5 -6 yaşından büyük çocukların günde ortalama 8–12 bardak su tüketmesi gerekir.
    • Havanın sıcak olduğu zamanlarda çocuğunuzda iştahsızlık görebilirsiniz. Böyle durumlarda az ve sık beslenmeli, iştahı açık olduğu dönemlerde kilo kaybetmemesi için herzaman yediği besin miktarını biraz daha arttırabilirsiniz.
    • Gelişme ve büyüme çağını sağlıklı şekilde sürdürebilmeleri için yeterli seviyede vitamin, mineral ve kalsiyum açısından zengin yiyeceklerin olmasına dikkat edilmelidir. Demir eksikliğinden kaynaklanan kansızılığa yol açmamak için ise kırmızı et, yumurta, demir bakımından zengin tahıllar, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kurutulmuş meyvelerin tüketilmesine özen gösterilmelidir.
    • Kahvaltı, yetişkinler kadar çocuklar içinde çok önemli bir öğündür. Çeşitli mineral,  vitamin ve demir içeren neşeli yaz kahvaltılarıyla günün bu en önemli öğününü sevdirebilir ve bu alışkanlığı kazandırabilirsiniz.
    • Çocukların çok sevdiği atıştırmalıkları, uzun yaz günlerinde ara öğünler şeklinde sunabilirsiniz. Lifli ekmeklerle hazırlayacağınız küçük sandviçler, küçük peynir dilimleri, tercihen ev yapımı yoğurt, taze meyvelerden hazırlanan eğlenceli şekilde hazırlanmış meyve salataları, meyve suları ve sağlık koşullarına dikkat edilerek hazırlandığına inandığınız dondurmaları keyifle tüketeceklerdir.
    • Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının çok küçük yaşlarda kazanıldığından yola çıkarak, onlara rol model olmak anne babanın görevleri arasındadır. Düzenli ve kontrollü bir biçimde beslenmeniz çocuğunuz üzerindeki olumlu etkisi göz ardı edilemez.
    • Yaz akşamlarının menüsünde çocuğunuz için et (balık, tavuk veya kırmızı et ızgara) buharda pişirilmiş veya fırında olacak şekilde ilaveler yapabilir, yanısıra, pilav veya makarna, salata, ev yapımı yoğurt ve sütlü tatlının oluşturduğu sağlıklı bir listeyi sunabilirsiniz.

    Çocuklarda yaz beslenmesi, Sağlıklı çocuk beslenmesi, Büyüme çağında beslenme, Lifli ve doğal yiyecekler, Ev yapımı atıştırmalıklar
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı